Gezegenlerin, yıldızların ve göktaşlarının insanoğlu üzerindeki etkileri asırlardır büyük bir merak ile iradelenmekte, incelenmekte ve deneyimlenmektedir. Peki, her şey kuantum düzeyinde titreşiyorsa, tanrının göğe yerleştirdiği bu kütlelerin titreşimlerinden bizler nasıl etkilenmekteyiz? Etkilenme düzeyini ve alanlarını belirleyen faktörler nelerdir? Bu soruların cevaplarının astrolojiye bakış açımızı değiştireceği gibi, bu yüce bilgiden de, en yüksek faydayı almamızı sağlayacaktır.
Gezegenlerin hareketlerinden ve yarattıkları / yaydıkları enerjiden etkilenme düzeyi doğum anındaki göksel cisimlerin konumlarına göre gerçekleşmektedir - ki buna kişinin “doğum haritası” denir. Doğum haritası, dünya üzerinde bulunduğumuz enlem ve boylama göre gezegenlerin gökyüzündeki konumları ve birbirleri ile olan iletişimlerini görsel olarak sunan en temel araçtır. Doğum haritası ayrıca yaşamda yer alan 12 yaşamsal alanı temsil eden özel dilimler de içermektedir, buna da, “Ev” denmektedir. Her bir ev; bireyselliğimizden yaratıcılığımıza, kendimizle ve toplumla olan ilişkilerimizden, mesleğimize ve kariyerimize kadar çok farklı konuları temsil eder.
Kısaca doğum haritasının ana bileşenlerine değinerek gezegenlerin etkilerinin hangi alanlarda boy göstereceğine ilişkin bir fikir edinmiş olduk. Astrolojinin kalan maddesel kısmının ise basit geometri ve matematikten ibaret olduğunu belirtmek faydalı olacaktır. Gezegenler birbiriyle olumlu veya olumsuz şekilde iletişime geçerek bizlere tanrının ( özümüzün ) sunduğu deneyimleri yaratmaktadırlar. Gezegenlerin arasındaki bu olumlu veya olumsuz temaslar, tıpkı bir aşçının elindeki sebzeleri farklı şekillerde doğrayarak aynı yemeği, farklı görünümlerde ve lezzetlerde de sunmasına benzer.
Bu konuyu açmanın biraz daha faydalı olduğunu düşünüyorum, çünkü astroloji, aslında bizleri önce bireysel düzeyde doğum haritası aracılığı ile ardından da ortak bilinç ve toplumsal olaylar aracılığı ile kitlesel olarak etkiler aldığımızı salık vermektedir.
Her bir insanın bireyselliğinden, görünüşündeki, düşünüşündeki ve hissedişindeki farklılıklardan emin isek gökteki gezegenlerin de bir burç grubuna aynı etkiyi sunmayacağını biliyor olmak gerekir. Örneğin; uzun zamandır halledilemeyen korkulardan ve endişelerden yakınıldığını varsayalım. Bu duygular muhtemelen kişinin korku, değişim, dönüşüm, yenilenme ve bilinçaltı “Ev” lerinin aldığı doğumsal veya güncel gezegensel konumlar (transitler) nedeniyle açığa çıktığını söylemek mümkündür. Bahsedilen duygu durumunu yaşayan bir bireyin aksine aynı burca mensup bir başka birey ise hayatının en özgüvenli ve en önemli girişimlerini gerçekleştirdiği bir evreden geçiyor olabiliyor. İşte, tüm bu farklı deneyimler doğum haritasındaki ve güncel gezegensel konumların özel durumları aracılığı ile tezahür etmektedir.
Bu nedenle, astrolojiye gündelik bir “fal” olarak bakmak, evrenin konuşma yöntemini kurumsallaştıran bir bilimi küçümsemek anlamına gelecektir. Dünya üzerine konuşu-lan onlarca dilin farklı dil bilgisi, kelimeleri, telaffuz gibi biçimleri olduğunu göz önüne aldığımızda tanrının ve evrenin de insanlarla farklı dillerde ve yöntemlerde konuşmasını doğal karşılamak doğru olacaktır.
Evrenin sizinle konuşma şekline ilişkin bilgi edinmek istiyorsanız ilk yapmanız gereken iş, konunun uzmanı olan birinden doğum haritanızı elde etmektir. Bu sayede evrenin günlük olarak size sunacağı enerjileri daha doğru bir şekilde öğrenebilir, sıklıkla yapılan bir hata olan, astrolojiyi günlük bir fal kategorisine koymaktan vazgeçersiniz. Kendi faydanıza kullanmaya başlayarak, geçirmekte olduğunuz sürece ilişkin derin bir anlayış, atfediş geliştirebilir, tanrının bizlerden istediği arınmış ve yücelmiş insan olma sorumluluğunu yerine getirmiş olursunuz. Şifalanma sürecine başlanacak ve en yüksek faydanın alınacağı zaman dilimine ilişkin fikir edinmek için bir yol gösterici olarak kullanabilirsiniz. Eğer yeterli bilginiz yoksa kendi haritanızı yorumlamaktan kaçınmanız daha faydalı olacaktır. Çünkü değerlendirilmesi gereken çok katmanlı faktörleri göz ardı etmek eksik ve hatalı yorumlamaya neden olabilecektir. |